KADİM CİNSELLİK VE TANTRA NE OLA Kİ?

Cinsellik yüzyıllardır bir taraftan en mahrem gördüğümüz, konuşmanın dahi ayıp ya da tabu olarak kabul edildiği bu sebepten itina ile gizlediğimiz ve bastırdığımız bir kavram olarak, diğer tarafatan da en çok merek edilen ve belki haz aldığımız ancak aldığımız bu hazzı da açıkça göstermekten çekindiğimiz bir kavram olarak karşımıza çıkar. Bir çok evli çiftin dahi aralarında rahatça konuşamadıkları bir şekilde pis ve aşağı bir konu olduğuna ikna edildiğimiz cinselliğimiz aslında bizim en yaratıcı gücümüzdür desem size…

Nereden bakarsanız bakın cinsellik çok derin bir meseledir ve her birimizin hayatında bir şekilde var olur. Çünkü yaşamın kendisi cinseldir, etrafımızdaki her şey tüm eko sistem ve var oluş bu matematik üzerine kurulmuştur.

Eril ve dişil bir şekilde biraraya gelir ve ortaya bir ürün çıkarır. Uzakdoğu felsefelerinde buna yin yang döngüsü denir. Çocuğun doğması da bir yin yang döngüsüdür örneğin. Erkek (eril/yang) spermini kadına(dişil/yin) verir, spermi alan kadın bunu döller dönüştürür ve çocuk verir, yada erk gücü ile avlanan erkek eve yiyecek getirir kadın bunu alır pişirir ve yemek olarak ortaya koyar.

Doğada toprak ana (dişil/yin) fidanı alır dönüştürür ve ağaç verir, arı çiçekten poleni alır dönüştürür ve ortaya bal ürününü verir gibi binlerce var oluş hikayesinde bahsedebiliriz, yaşamın kendisinin cinsel olması meselesi böyşle bir şeydir, yin ve yang biraraya gelir ve ortaya bir ürün çıkaraır yani yaratır.
İşte insanın da yaratıcı gücü aslında cinselliğinde saklıdır. Tıpkı çocuğun dünyaya gelmesi gibi, cinsel enerjisini doğru kullanan insanlar hayatına bereket, başarı, neşe, keyif çekebilir ya da cinsel enerjisini bastırarak ve yanlış kullanıp ziyan ederek kendi hayatını manipule edebilir.

İşte kadim cinsellik ve tantra bize yaratıcı gücümüz olan cinselliğimizi nasıl yaşam ve yaratıcı enerjiye dönüştürebileceğimizi hatırlatıyor. İnsanın sadece fizik bedenden ibaret olmadığını, cinselliği fizikselin yanısıra, duygusal, zihinsen ve ruhsal boyutlarda da yaşamanın mümkün olduğunu ve ilahi aşka giderken bunu hatırlamamız gerektiğini..

Öyle ya, hepimiz yuvadan geldik ve yuvaya doğru geri giden bir yaşam yolculuğu içindeyiz ve aslında nihai amacımız en ilahi olana varabilmek, birliği ve bütünlüğü deneyimlemek, teklik kavramına düşebilmek, tantrada buna evrensel zihin olmak denir.

İnsan, partneri ile birlikte yapar bu yolculuğu..önce bedenler birleşir, sonra enerji bedenler, sonra tek zihin olunur, sonra tek kalp olunur duygusal orgazmı deneyimler sonra hiç zihin olunur ve işte zamanın ve mekanın kaybolduğu hiçlik noktası ve ruhsal orgazm.. Nihai yaşam amacımıx ölmeden önce ölmek hali ve bunun günlük yaşama tezhürü yaptığınız her şeyden orgazmik bir keyif alarak adeta yaşamak..

Aşa’a düşmek…

Tantra bizi yaşarken aşka düşüren, büyük bir farkındalık sıçraması yaşatacak (beyiz orgazmı) kadim bir felsefedir. Her birimiz tantirk kayıtlarımız hatırlamamızı diliyorum, çünkü zaten var oluşsal doğamızda var..

AŞK’LA