in , ,

MuhteşemMuhteşem

Aşağıdaki Yukarıdaki, Yukarıdaki Aşağıdaki Gibidir

Aşağıdaki Yukarıdaki Yukarıdaki Aşağıdaki Gibidir

Merhaba sevgili okurlar, mandala yazı serimin 3. bölümüne giriş yaparken; kainatla bağlantılı bir yerlere birlikte yolculuk edelim diyorum. Gelmiş geçmiş tüm üstatlara selam olsun. Niyazi Mısri’den bir dize ile başlıyorum.

Hakk ilmine bu alem bir nüsha imiş ancak,

Ol nüshada bu âdem bir nokta imiş ancak.

Ol noktanın içinde gizli nice bin derya,

Bu alem o deryadan bir katre imiş.

Niyazi Mısri.

Mandalanın kadim sanat oluşu ilk insanla başlayan sezgisel bir yol kavramından, imgeler ve simgeler yoluyla hayatını yönelttiği bir alan olarak düşünmemizi teşvik ediyor. İlerleyen zamanda mandala figürlerine daha belirgin olarak rastlıyoruz. Mandala figürlerinin çembersel döngüleri takip ederek oluşturduğu motiflerin, aynı zamanda doğanın işleyişinin, düalitenin simgesi halini aldığı düşünülüyor. Her mandala bir evren, her mandala bir bütün ve kozmostur. İçerisinde bulunan yapısal koduyla, matematiği, geometriyi ve sanatı beraber taşıyor. Bu da bizi frekanssal ve titreşim konuları olan kuantum boyutla tanıştırıyor.

Hinduizm temelli gibi görünen mandala öğretisi aslında dinleri de kapsayan ve dini boyutta, inançsal ibadet ritüellerinin uygulanmasına destek sağlayan ya da Doğuda meditasyon araçları olarak kullanılan bir forma dönüşmüş gibi görünüyor. Yapılmış olan her mandala bir bilinç taşır. O anın enerjisini, yapanın niyetini, hatta bilinçsizce yapılmış bile olsa yapan kişinin arketipinin yani bilinçaltı boyuttaki yansımasının izini taşır. Büyük ve güçlü bir tesire sahiptir. Bakanı içine alır. Adeta çeker.

Mandala ismi Sanskritçe bir kelime kökünden gelmektedir. Manda ’’öz’’ olanı ifade eder, spirit olana gönderme yapar. La ise ‘’kap’’, çerçeve, mühür gibi isimlerle özdeşleşiyor. Özün odaklanıldığı, ruhun, ışığın merkezlendiği şeklinde yorumluyoruz. Hatta 2. boyutta enerjiyi resmedip madde halinde gösterebildiğimiz kâğıt parçaları olarak yorumluyorum ben. İnsanın 3. boyutta beden ile varlığına dikkatimizi verirsek, bizler de içimizde görünmeyen ama varlığını bildiğimiz ve kadim öğretiler ve dini öğelerde her zaman bahsedilen ‘nur’u taşımaktayızdır. Bizler de birer kabız ve kendi eterikliğimizi örten madde formu olan bedenleriz. Birer mandalayız. Her insan, her varoluş, her canlı nasıl farklıysa; mandalalar da birbirine benzemez, hepsi öz ve biriciktir. Ama kaynaktan baktığımızda hepsi bütünün bir bilinç parçasıdır. Tüm varoluş bu bilinçten nasibini alır, biz insanlar da…

Mandala ile Nokta bu ilmin sıkıştırılmış anlatımıdır. Niyazi Mısri üstadın dizelerini anlamaya çalışırsak aynı şeyi anlatmaya gönüllülük ettiğini belki fark edebiliriz ya da en azından ben böyle yorumluyorum. Nokta bir ölçektir. Ne kadar büyütürsek büyütelim, her formda nokta, çember, daire ile karşılarız. Bu da yaratıcının mükemmellik anlatımıdır. Geometrik olarak açılımıdır. Nice noktalar vardır bu alemde. İnsan bu noktalardan habersizce yaşar ama varlığını bilir, hisseder, kalbiyle bağlantıda olduğu sürece bunu deneyimler. Hermetik felsefenin bize anlattığı gibi, aşağıdaki yukarıdaki gibidir.

Mandala ile yaratım anı bu yaratıcı tanrısal alanla bütünleşme anıdır. Burada bir vecd hali vardır. Öz noktaya temas eden bir ruh, bütünüyle, Yüce Güç ile birleşir. Doğaüstü bir durum yaşar. Evrenle bir olur. Bütün olur. Tüm her şey orada onunla birdir. Fark eder ve kendiyle olmayı seçer. Hepimiz bir bütünüz, bir bütünün bilinç yansımalarıyız. Madde dünyada tinselliğimizi yaşayamıyoruz, gölgelerimizi büyütüyoruz. Bilincimiz âtıl kalıyor, kendi tekâmülümüz için gerekenleri yapmaktan eriniyoruz. Arınamıyoruz. Mandalanın payı burada bu alanda tek başına bir aracılık üstlenmesidir. Kendi derinlerine yolculuk etme fırsatı verir. Aracısız, insansız kendinle olma alanı tanır. Farkındalığımızın gelişmesini diliyoruz, duyguların ve düşüncelerin tesirinden sıyrılarak, bu boyutta gerçek özümüzle temas edebileceğimiz katmanı arıyoruz ve doğrudan ruhumuzu buradan besleyerek hayatımızın akışının teslimiyetinde yaşamayı.

Kabala öğretisinde insan haz peşinde koşan canlı olarak anlatılır. Ancak hazzı bulunduğu boyuttaki yansıma olan madde ile sağladıkça bozulur. İçindeki yüce güç ile temas ederse ve haz doyumunu onun ışığıyla doldurmaya geçerse, mutlu olur, kuvvetli olur ve farkında olur diye anlatılır.

….

İnsanlar hakikatlerini aramak için yoldalar.

Aslında hakikatlerini yaşayacakları yolu aramaktalar.

Çünkü o yolu keşfettiklerinde, o yolda yürüdükçe kendi hakikatlerini yaşamaktalar.

….

Hermetizm, Kadim Mandala, Kabala, Hinduizm temelli anlatımlar, Yaşam Çiçeği Kültü aynı ilmin birbirinden kopan parçalarıdır. Hepsi ama istisnasız hepsi aynı iyiliğin amacına hizmet eder. İnsanın içindeki tanrısallıkla bir olma deneyimini sağlayarak, doğa ve kendi doğası ile uyum içinde yaşamasını.

Bir dahaki yazımda görüşmek dileğiyle, esenliklerle ve verimliliklerle kendinizde kalın dilerim.

Ayrıca serinin önceki yazılarına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz, iyi okumalar dilerim…

Burcu Anaç

Ne Düşünüyorsun ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIPHY App Key not set. Please check settings

Para Aşk Başarı Hangisini Çoğaltmak İstersin

Para, Aşk, Başarı Hangisini Çoğaltmak İstersin?

Yol Da Sensin Yolcu Da

Yol da Sensin Yolcu da