in , ,

Mandala Nedir?

Mandala Öğretisi

Mandala Nedir ?

Mandala, kişinin kendisine ulaşmasını sağlayan; spiritüel, kadim bir öğretidir. Yaratıcı yönümüzü keşfetmemizi, kendimizi fark etmeyi ve spiritüelliğimizi yaşayabilmemizi doğrudan etkiler. Kozmik bağlantısı fazla olan bu öğretiyle, kişinin kendisini anlama yolunda kişiye sezgisel kanalını aktifleştirmeyi öğretir. Bu ve bunun öğretisini kapsayan araştırmalarım ve eğitim içeriğimde detaylandırdığım konuları yazmaya ve anlatmaya çalışıyorum. Bunu aktarırken birleştirdiğim yerlerde kendi yorumlarım da oldukça fazla, bunun sebebinin kendim bizzat deneyimleyen olmam ve bu konuda bilgiye değil deneyime kendimi bırakmamla ilgili olduğunu belirten önemli bir çizgi olduğunu aktarmak isterim.

Önyargılarımız çokça var. Bilmediğimiz şeyler hakkında bilmiş fikirlerimiz çokça var. Karşıdan bakmak hep daha kolay. Elini taşın altına koymak gerekir, bunu da ancak cesareti öğrenebilmiş olanlar yapar. Kendimi burada görüyorum. Burayı deneyimlemeden önce ise korkularımın tesirinde bilinçsiz bir hayat yaşıyordum.

“Nefsini bilen Rabbini bilir.”

– İbn Arabi.

“Kendini bil.”

Nosce te ipsum.

Haydi mandala çizelim dediğimde. Hayır ben mandala çizemem diyen insanların üzerine asla gitmem. Buna çok büyük bir saygı duyuyorum. Fakat, çok çizmek istiyorum ama çizebileceğime inanmıyorum diyenlere şöyle bir cevap söylüyorum: “Çizemeyeceğini düşünenin kim olduğuna birlikte bakabilir miyiz? Çünkü bu sana ait bir düşünce değil. Bu bir sanrı, bir illüzyon, bir kalıp inancın tezahür alanı olabilir.” Şöyle ki, yapabileceğimize inandığımız ve yapamayacağımıza inandığımız belli kalıplarımız var ve bizler yaşamın içerisinde en çok hangi inancın tesirinde kaldıysak o gelecekteki eylemlerimizi en güçlü şekilde doğrudan belirliyor.

Dengeli bir cesareti inancı olarak pekiştirebilen birisi önüne çıkan bu örnekte şöyle tepki verecektir. “Aaa evet deneyebilirim. Sonuç için heyecan duyuyorum.” Dengeli bir cesareti yakalayamamış ve korkularının manipülasyonunda enerjisini pekiştirmiş birisi de şu cevabı otomatik olarak verir: “Hayır hayır ben yapamam.” Bu düşüncesi sebebiyle de denemeye gerek dahi duymaz. Sonuç kişinin gözünde bellidir. Merak duygusu kapanmıştır, heyecanını ruhunun derinliklerine gömmüştür. Ağzı tatsızdır ve hep korktuğu başına geldiği için hayatla ve kendi kaderiyle büyük anlaşmazlık içerisindedir. Derin bir kazı çalışması onu bekler ve hayat ona bu fırsatı tüm yapabileceği yollardan gönderir ve o bunu her defasında iter.

Bir mandala çizimine kendini ikna edip, merakını kazısından çıkarabilip oturabilirse akışa, çizebildiğini görmeye başlar. Bu ona güven ve sevgi duygusunu enerjisinde eksik kalan yerlerine doğru doldurmaya geçer, devam etme arzusuyla dolar, bu arzuyla devam ettikçe korkuları, korkularını besleyen düşünceleri dağılmaya başlar, yanlış mı yapıyorum şüphesini tuz buz eder ve fark eder ki her şeyi zaten zihni belirliyormuş. Ama o belirlediği şey gerçekte olamıyormuş. Evet çizebiliyormuş ve evet çizebilmesi için hiçbir şeye ihtiyacı yokmuş. Tek bir şeye ihtiyacı varmış, belki de yıllardır söylediği halde güvenmediği, dinlemediği kalbinin rehberliğine. Çünkü kalbi deneyimi ister ve kişi kalbinin isteğini bastırmayı bir yaşam şekli olarak öğrenir. Kolaydır. Kopyalar, yetişkinlerden öğrenen bir çocuk gibi.

Küs kalbiyle barışarak, doğal bir sevgi anlayışı deneyimlemiş olur böylece. Hayatının merkezi kendisi olmalıyken, kendisini bu merkeze koymadığını fark etmiş olur. İyi ve kötü aslında yokmuş ve bir kalıba sokmaya çalıştıkça kendini, kendine daha çok yabancılaşmış olduğunu görür. Sevmek ne demek bildiğini sanmış ama öyle değilmiş işte. O zaman anlamış, karşıdan bakmakla, deneyimlemek arasındaki farkı.

Neyi kabul ettiğine, kendine neyi yakıştırdığına daha ayrıntılı bakmak için can atar olmuş bu seferde. Bunun içinde çok kolay bir şey bulmuş.  Mandala çizmek. Sanatsal ve rengarenk yeniliklere açılan bir dünya. Nasıl zor görünüyor, asla yapamayacağını düşündürüyor oysa ki. Ne kadarda basitmiş. Her insan çizebilirmiş.

Kadim mandalada iyi mandala kötü mandala yoktur. Çok güzel mandala, çok çirkin mandala yoktur… Çünkü sistemi dualitenin timsalidir. İkili matematik kodu gibidir. Yansıma geometrisi karşıtlığı vardır. Her çizgi bir sonrakiyle bağlı, benzersiz ve tam tersidir. Onu bu muhteşemlikte bütün bir görüntü haline getiren basit şey de budur. O bu haliyle tam ve mükemmeldir. Benzersizdir. Çizgiler yamuksa ne fark eder? Biri diğerinin üzerine çıkıp yanlış bir hamle gibi hissettirse ne fark eder? İçinden geldiği gibi boyarsan ve birileri beğenmezse ne fark eder? Birileri beğenir de sen beğenmezsen ne fark eder? Tüm bu sorulara verilen cevapların hayatla ilgisi düşünülmeli.

Her bir çizgiye bakma şeklim, hayattaki davranışlarıma da bakma şeklim. Hangi duyguları hissediyorsam bu hayattaki ilerleyen benim hissettiklerimdir. Görüyorum, fark ediyorum, kendimin ne oluşunu ve ne olmayışını şimdi. Kendimi zorladığım yerlerde, beğenilme isteğimde, kendimi beğenmediğim yerlerde, korkularımın durduğu yerlerde. Çıkışlarım, çıkamayışlarım. Anlamamı bekleyen büyük şeylerdi. Kapılarından mandalam ile geçtikçe, anladım ve kalbime bir adım daha yaklaştım şu an.

Ona güvendim. Kendimi bildim. Beni yöneten nefsimi bildim. Ve şimdi ne olmak üzere geldiğimi seçtim. Kalbimi seçtim. ‘Çiz’ dediğini cesurca çizdim. Yap dediğine güvenerek yaptım. Şimdi hayallerimi tek tek çizdim. Korkusuzca. Ve tüm döngüleri bitirdim. Ben mandalamı çizdim sanıyordum oysaki hayatımı çizmişim. Ve şimdi hayatımı istediğim gibi yaşama seçimi ile çizdim.

Doğal bir enerji kanalı ile sevgi bağları güçlenen. Özgüvenini yakalayan. Cesareti bulan. Korkularına rağmen gidebilen. Zihninin düşündürmek istediklerine kayıtsız kalan biri haline geldim. Buna devam ettikçe tüm bunlarda daha da güçlendim.

Mandala Eğitimci Burcu Anaç

Ne Düşünüyorsun ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIPHY App Key not set. Please check settings

Önce Ben - Aylin Günertengil

Önce Ben

1 Ademilton de Santos9

Dünyanın En Büyük 9 Bebeği