Yol da Sensin Yolcu da

Daha önce yazdığım yazı dizilerimin devamı olarak kelimelerdeki açılımlarını birlikte aralayacağız.

Bazılarının ruhuna bir tohum, bazısına can suyu, kimine de ruhunu aydınlatan ışık olacağını umuyor ve niyet ediyorum.

Takipçilerimizden ne demek istiyor anlam veremediği kısımlar ile ilgili mesajlar aldım.

Şimdi, hep beraber farkındalıklı yolculuğa çıkalım mı?

Aslında gizem diye bir şey yoktur, hepsi halihazırda gözümüzün önünde, sadece göreceliklerle ilgili blokajlara takılanlar vardır.

Birçoğumuzda enerji bedeni hazır değildir, bazılarımızda akış yavaş bazılarımızda daha gür ilerler.

Büyük bir nehir düşünelim, bu nehrin birçok kolu su kanallarına ayrılıyor, bu nehrin bazı kanallarında akışta sorun yok iken, bazı kanallarında engebeli suyun hızı istenildiği gibi değildir.

Şimdi burada bir soru beraberinde geliyor, engebeli kanalın akışını nasıl düzeltebiliriz?

Bu engebeler, ki büyük çoğunluğu ata kodları bazen soyunduğumuz anne baba rolü ve yüklendiğimiz sorumluluklarla ilgilidir.

Yukarıda bahsettiğim su kanallarını besleyen havuzları, meridyen noktaları olarak düşünelim. Havuz iyice dolmazsa kanal aracılığı ile toprağa gereken suyu veremez, yeterli sulanmamış tarladan iyi hasat alınmaz.

Bu nehrin kapasite değerine göre havuzların yani (meridyen noktaları) dolup kanallardaki tortuları nasıl temizler de suyun gür akmasını sağlarız?

Asıl konu bu…

Dünya dediğimiz planet, bol sınavları olan bir okul, öncelikle bunu unutmayalım.

Sebep-sonuç ilişkilerine dayalı çekim yasasıyla iş birliğinde çalışan bir düzenek.

İlahi sistemde her şey muazzam bir ritimde titreşir, düzenek kusursuzdur.

Peki bu kadar muazzam ilerleyen bir sistem var ise büyük bir kitle neden memnuniyetsiz?

Yeterli bilinç algı olmadığında keder ıstırap yerini alır, bu durum meridyen noktalarının yeterince enerji dolmasını engeller, yetersiz enerji yorgun hücreler beraberinde getirir; bunun vücudun yaşıyla pek ilgisi yoktur, genç bir birey de sinir, öfke, yetersizlik ve korku hallerini bir çoğumuz görüyoruz değil mi?

Bedenimizin bir konak olduğunu unutmayalım, bu konağı hangi duygu durumuna kiraya veriyoruz dikkat edelim!..

Kiracı bu konağa sahip mi?

Yoksa konak size mi ait?

Seçenekler bilincimiz geliştikçe ortaya çıkar. Sinirli, öfkeli, katı birinin tercihi hep aynıdır. Bu haller devam ettikçe toprağı sertleşir, tortuyu temizleyemez; su yoluna rotayı çizemez hale gelir, su kanalları tıkalı olur, bu durum çok sulanmış çamurlaşmış toprak için de geçerlidir. Bir terazi sistemi vardır; her şey dengede ilerler, terazi kefesinde minik bir uyumsuzluk frekansa yansır, titreşimi düşürür. İstenilen denge sağlanamazsa kişinin enerji akışında kırılmalar olur.

İlahi sistemde ıstırabı, kederi sevgiye takas seçeneği de sunulur

Bu nedenle tuzağa çekilme rızanız özgür iradenin içinde gizlidir. Bu GİZ, algı ve görmek istememizle ilgilidir, burada çok ince bir çizgi vardır.

Konak bedenimizde hangi duygu durumuna şekil verip, kendimizi manipüle ediyoruz, kaç konakçıya ev sahipliği yapıyoruz?

Evren seçimler netliklerle ilgilenir, özgür irade ve netlikten anlayan sistemde eğer ki özgür olanı kullanamıyorsanız, sadece kendinizi manipüle edersiniz…

Hakikatte sevgi varsa bilinç de vardır. Hakikat yürüdüğümüz yoldur, o yolda fırtına mı yoksa meyve veren ağaç mı ektin?

Beslenme şeklini belirleyen, tohumu eken, hasadı biçen de sensin bunu unutma!..

Muazzam bir donanımla inşa bedenimiz yaklaşık on iki milyar hücreden oluşmakta; her gün yenilenen hücreler ve her gün yenilenen hücrelerle donanımlı.

Peki her gün yenilenen bir bedende bir hastalığın devamı mümkün mü?

İçeride uyum içinde bir ahenk var. Hücre, nöronlar, çekirdek, hücre zarı hepsi birbiriyle muazzam bir şekilde biz uyurken bile çalışmalarına devam etmekte, savunma mekanizmamızı güçlü ve ayakta tutmak için hiç durmadan çalışan büyük bir ordu.

Hakikat burada nasıl şekillendiğimizdir RUH-BEDEN bütünlüğü vardır. RUH-BEDEN bütünlüğü tortular temizlenince mümkündür.

Bu da yüce Yaradanın en büyük hediyesidir, bunlar da çabayla mümkündür. Gayrette nimet vardır.

Enerji kanallarımız temizlenmezse bütünlükte kırılmalar olur. Özden uzaklaşır kendi kanallarımızı tıkarız, bunu kendi kendimizden başkası yapamaz, bunu anladığımızda İDRAK orada açılır.

Evren cesurlardan yanadır; bunaltıcı sıcak, donduran soğuk umudunuzu baltalamasın. Umut cesaret ve netlik varsa bünyede, hiçbir yolda mahsur kalmazsınız.

Sevgili okurlar, serideki tüm yazılarıma ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz, iyi okumalar dilerim…