in , ,

MuhteşemMuhteşem

BEDENİM PORTAKAL BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ KİTLEYİ BANA NASIL SÖYLEDİ?

Bedenim Portakal Büyüklüğündeki Kitleyi Bana Nasıl Söyledi

Bedenin seninle konuşur,

Sen onu dinler misin?

Bedeninin seninle bir olduğunu ve sen ne istersen, seçersen onu yaptığını biliyorsun değil mi…

Yani sen düşünüyorsun, karar veriyorsun, komut kaslara gidiyor ve bedenin hareket ediyor.

Peki buna farklı bir açıdan bakmaya hazır mısın?

Bedeninin de bir bilinci olduğunu söylesem. Bazen refleks dediğimiz şekilde hareket etmemiz, bir anda aslında sadece düşündüğümüz ancak yüksek sesle söylemek istemediğimiz şeyleri de herkesin duyacağı şekilde söylediğimiz olmuyor mu?

Benim oluyor…

Ya gerçekten beden de seninle iletişime geçiyorsa,

Ya sana senin farkında olmadığın bir sürü şey söylüyorsa,

Ya her şeyi senden (zihninden) çok daha iyi biliyorsa…

Ve sen onu dinlemiyorsan…

Ya gerçekten durum buysa, o zaman zihnin mi bedenin mi?

Buna içgüdü, iç ses vb. farklı isimler de verebiliriz tabii.

Ne dersen de,

Beden seninle konuşur…

Vücudumuzla ilişkimizin belki de mükemmel olduğu zamanlar ilk doğduğumuz zaman, çünkü o zaman konuşmak vb. yeteneklerimiz henüz yok… Tüm isteklerimizi ağlayarak ya da gülerek dile getiririz…

Peki sonra ne olur da onu dinlemeyi unuturuz…

Önce emeklemeye başlarız, sonra ufaktan konuşmaya, sonra yürümek ve bunların arasında o muhteşem alet telefon, tablet hayatımıza girdiğinde beden gitgide daha arka planda kalmaya başlar.

Zira etrafta o kadar çok uyaran vardır ki onu duyamaz oluruz.

Tabii bu durumu hayatımız boyunca kimsenin bize “sor bakalım bedenin ne diyor, ne istiyor” dememesi de tam anlamıyla desteklediği için, aramızdaki uçurum her geçen gün daha da büyür.

Vücudun her zaman seninle iletişim halinde ancak sen onu unutup, geride bırakıp hayatına devam ediyorsun.

O ise arada kendini sana “ben buradayım” diyerek hatırlatmaya çalışıyor.

Peki bunu nasıl yapıyor;

– Bazen bir şey söylemek istersin, daha doğrusu söylemek istediğin kelimeyi cümleyi düşünürsün ANCAK ağzından başka bir cümle / kelime çıkar değil mi…

– Yolda yürürken bazen gitmeyi düşündüğün yol yerine bir paralelinde yürümek geliverir içinden ve tesadüf bu ya bakarsın o yolda bir arkadaşına rastlarsın. (beden bilir)

– Ya da bedenin kendini sana fark ettirmek için kendini kullanır. Bunu da genelde hiç sevmediğimiz ve hemen bir ilaçla bastırmaya çalıştığımız ağrı vb. şekilde yapar.

Evet, bizi günlük hayatta rahatsız eden ağrılarımız, sürekli tekrarlanan ufak hastalıklarımız aslında vücudumuzun bizimle konuşma şeklidir.

Beden sana “Ben buradayım, BENİ DİNLE BAK BURADA BİR ŞEYLER OLUYOR” der. Zira bizim farkında olmadığımız pek çok şeyin o farkındadır çünkü o kendinde olan, yolunda gitmeyen şeyleri bizden çok daha iyi bilir. Sadece bunları bize duyurması biraz zaman alır.

Genelde dinlemek ve onu çözmek yerine onu hemen yok saymak için elimizin altındaki ilaçlara sarılırız. Sonra bu bir kısır döngüye girer.

Gelelim benim olayıma… Bedenim beni nasıl uyardı?

Evet, ona sonsuz teşekkür… O beni ikaz etmeseydi belki de o kitle farklı bir yöne doğru evrilip bana bambaşka bir hayat yaşatacaktı.

Herhalde Bora (oğlum) 2,5-3 yaşındaydı. Ben çalışmaya başlamıştım. Ancak sürekli hasta oluyorum yani geçmeyen bir grip/nezle karışımı bir şey yaşıyorum. İlaç alıp toparlanıyorum darken tekrar nükseden bir süreç… Bu böyle 2-3 ay kadar sürdü. Sonra dayanamadım ve doktora gittim. Doktor muayene etti ve zaten kullandığım ilaçları bana verdi (yani aslında uyguladığım tedavi yöntemi doğru).

Ancak dedi ki “hadi gelmişken genel bir muayene edeyim.”

Ve voila…

Karın bölgemde orada olmaması gereken bir sertlik! Hemen ultrason vb. kontroller sonucunda orada benim özenle büyüttüğüm bir kitle varmış. Sonrasında 3,5 saat süren bir operasyon ki kitle kemiklerime kadar yapışmış artık ne kadar süredir oradaysa… Resmen kitleyi kemiklerimden kazımışlar. Birkaç yıl süren kontrolden sonra çok sağlıklıyım, bundan daha nasıl olur?

Evet, sevgili bedenim o dönemde sürekli hasta olmasaydı ben doktora gitmeyecektim.

Doktora gitmediğim için o kitle benimle yaşamaya devam edecek, içimde daha da fazla yayılacak ve hayatım belki de farklı bir yöne evrilecekti…

Sevgili bedenim, seni çok seviyorum.

Senin beni uyardığını fark ettiğimden sonra daha da fazla dinlemeye başladım (Çünkü bu ameliyatı olduğum dönemde hayatımda enerji, access bars vb. bir farkındalık yoktu, sonradan bunun farkına vardım.)

Lütfen benimle konuşmaya her zaman devam et, seni dinlemediğimde bile benden vazgeçme.

Evet bu konuda hâlâ bir acemiyim ancak sonunda bir şekilde senin sesini duyabilirim, lütfen bana sabret.

Bunun bu kadar geç farkına vardığım için beni affet.

Seni çok ama çok seven, senden çok zihnini dinleyen ve bundan vazgeçmek için kendinde çok çok çalışmalar yapan sahibin Aylin…

Not: Evet bedenle iletişim çok farklı bir alan, aslında ilk doğduğumuz anda tek bildiğimiz şey olan bedenimizle iletişimi kullanmaya kullanmaya unuttuk. Hatırlamak imkânsız değil, sadece bir süreç. Bu konuda benim de her birinde farklı açılımların olduğu workshoplarım var, bu konuda ben de bir öğrenciyim. Unuttuklarımı hatırlamaya ve bedenimle tekrar bir olmaya çalışıyorum. Eğer bu yola girmek istersen seni de beklerim. Sana bir mesaj kadar yakınım.

Sevgiler Aylin nam-ı diğer @mor.baykush

Değerli okurlarım, diğer yazılarıma ulaşmak için bağlantıya tıklayabilirsiniz, iyi okumalar dilerim.

Ne Düşünüyorsun ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIPHY App Key not set. Please check settings

Kıyam Et Ayağa Kalk

KIYAM-ET AYAĞA KALK!

Hayatın İçinde Farkındalık ve Dikkat

Hayatın İçinde Farkındalık ve Dikkat