Gelsin, ev işleri bildiği gibi…

Günlük yaşantımızda hangi vasıf ile var olursak olalım hepimizin ortak noktası ev işleri. Çalışılan aktif bir iş, evden idare edilen bir iş, çalışan anne, çalışan baba, çalışan evlat, öğrenci veya evde kalma sorumluluğunu alan kişi yani genel tabirle ev hanımı. Hatta işi temizlik alanında olan bir birey bile olsak. Hepimizin ortak noktası ev işleri… Peki ne yapıyoruz bu işleri? Cevap; çoğumuz yapıyoruz.

Ev işi insanın kendi yaşam kalitesini arttırmak için, yaşam alanında yaptığı çalışmaların bütünüdür. Yaşam kalitesinde fazlayı istemek zamandan ve güçten kayıp gerektirir. E haliyle de zamanın ve enerjinin fazla bir kısmını ev işlerine harcamak insanın kendine yaptığı israf sayılabilir… Aynen sosyal medyada gördüğümüz şıp şıkırdık evler ve giyimlere özenip onlardan olmak için verilecek her paranın kazanılırken bizden tükettiği zaman ve güç gibi…

Tüketiyoruz…

Ev işini, zamanı, mekanları, kendimizi ve bu hayatı birlikte yaşadığımız herkesi. Ev işleri her gün aynı istikrarla bildiği gibi gelecek. Ben bu yazıyı yazdıktan sonra çamaşır katlanmaya gideceğim. Siz okuduktan sonra bir işinize dalacaksınız. Peki işler bildiği gibi gelirken biz ne yapabiliriz?

Kendimizi korumalıyız. Tüketirken tükenmemekten korumalıyız. Yorulurken dinlenmemekten, günü geçirip yaşamamaktan, yaş alırken gelişmemekten korumalıyız. Daha az enerji, güç ve zaman harcayarak günü geçirmeye çalışmamaktan korumalıyız.

Kendimize işleri kolaylaştıracak yollar bulmalıyız. Bazen bir plan, bazen plansızlık. Bazen alanı rahatlatmak için düzenleyici kaplar ve özenler, bazen oluruna bırakılan özensiz raflar. Bazılarımız sadeleşerek, bazılarımız olanı kabullenerek. Hepimizin kendine çizeceği yol, düzen başkadır. Bunu bir tabuymuş gibi benimsememek gerekiyor. Çünkü bunlarda bir enerji, güç ve zaman gerektiriyor.

Bu yazıyı okurken falancanın hiç ev işi yaptığını görmedim diye içinizden geçirdiğiniz olabilir. Ama görmemiş olmanız hiç yapmadığı anlamına gelmediği gibi hiç yapmayacağı anlamına da gelmiyor. Dostum, sakin, herkes bir gün bu derde düşecek. Dert deyince de bazılarımızın aklına derz araları geliyor. Sakin ol dostum, herkes bir gün “derz aralarını dert ettiğim kadar ders aralarını dert etmedim” diyecek. Hatta bir başkamız “bunlar hep sistemin oyunları daha fazla deterjan satmak için havadan toz salıyorlar” bile diyebilir. Geliyor gelmekte olan.

Ben çamaşırlardan vazgeçtim. Gidip bir çay içeceğim. Herkese benden çay. Sağlıcakla kalın…

Nakşiye Çetin Duran